KCK: Herkes Kürt halkının iradesini dikkate alarak hareket etmelidir

Kürt halkının seçimlerde İmralı tecridine, kayyum rejimine, AKP-MHP iktidarının inkar ve soykırım siyasetine karşı net bir tutum ortaya koyduğunu kaydeden KCK YK Eşbaşkanlığı, “Kürt halkının bu tutumunu görmeli dikkate almalıdır” dedi.

KCK SEÇİM AÇIKLAMASI

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 31 Mart’ta Türkiye ve Kurdistan’da gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarına dair yazılı bir açıklama yaptı. Yerel seçimlerde tarihi başarılar elde eden Kurdistan halkını kutlayan KCK, Kürt halkının tutumunun, oynadığı rol ve aldığı tarihi başarının herkes tarafından doğru okunup doğru anlaşılması gerektiğinin altını çizdi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın yazılı açıklaması şöyle:

"31 Mart 2024 tarihinde Bakurê Kurdistan ve Türkiye'de gerçekleşen yerel seçimlerde halkımız iradesini ortaya koyarak çok önemli ve tarihi bir başarı elde etmiştir. Bu tarihi başarıdan ötürü başta Bakurê Kurdistan halkımız olmak üzere bütün Kurdistan halkını yürekten kutluyoruz.

Bakurê Kurdistan halkının elde ettiği bu başarı bütün Kurdistan parçalarını sevindirmiş, bütün Kurdistan halkı bu başarıyla iftihar etmiştir. 31 Mart yerel seçimlerinde sağlanan tarihi başarı Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli bir yere yerleşmiş, Kürt halkının bütünlüklü olan özgürlük mücadelesini güçlendirmiştir. Şüphesiz bu süreçte sorumluluk üstlenen ve emek verenlerin katkısı bu tarihi sonucun alınmasında belirleyici olmuştur. Yoğun bir emek verildiğini hepimiz gördük. Zaten halkımız tarihi bir sonuç alarak bu emeği taktir ettiğini en iyi şekilde göstermiştir. Biz de bu arkadaşları ayrıca kutluyoruz. Yine Kürt analarını, gençleri ve kadınları ayrıca kutluyoruz. Kürt anaları tutsaklarla dayanışma eylemlerini geliştirerek toplumun vicdanını uyandırmayı ve harekete geçirmeyi başarmışlardır. Toplumun vicdanı olarak rollerini oynamışlardır. Alınan sonuçlarda anaların bu tarihi rolünün önemli bir yeri olmuştur. Kendilerini saygıyla selamladığımızı burada belirtiyoruz. Yine elde edilen tarihi başarıda kadın ve gençliğin özgürlük ilkelerinin gelişmesi ve korunmasında ortaya koyduğu tutumun çok önemli bir yeri olmuştur. Kadın ve gençliğin duruşu özel savaş merkezinin oyunlarını boşa çıkarmış, kadın özgürlüğüne dayalı özgür yaşam felsefemizin kazanmasını sağlamıştır. Bu açıdan kadın ve gençliği ayrıca kutluyor, selamlarımızı belirtiyoruz.

KURDISTAN AKP-MHP FAŞİZMİNE GEÇİT VERMEMİŞTİR

31 Mart yerel seçimlerinde halkımız Önder Apo üzerindeki tecride, Kürt halkının iradesini gasp eden kayyum rejimine, AKP-MHP iktidarının inkar ve soykırım siyasetine karşı açık ve net bir tutum ortaya koymuştur. Newroz'daki büyük irade 31 Mart yerel seçimlerine yansımış, Kürt halkı tecride ve faşizme yer yoktur diyerek en güçlü cevabı vermiştir. Kurdistan, AKP-MHP faşizmine geçit vermemiştir. Dokuz yıldır Kürt halkına boyun eğdiremeyen, Kürt halkını Önder Apo'dan ve özgürlük duruşundan vazgeçiremeyen, Türkiye toplumunu Kürtlere düşman kılmayı başaramayan AKP-MHP faşizmi Türkiye toplumundan da tarihi bir tokat yemiş ve baş aşağı yere yuvarlanmıştır. Kürt halkının Türkiye halklarıyla ve demokrasi güçleriyle geliştirdiği demokratik birlik ve ortak mücadele çizgisi kazanmıştır. 31 Mart yerel seçimlerinden alınan başarı, demokratik ulus anlayışının sağladığı gelişmenin ifadesidir. Ulus-devletçi faşist anlayış kaybetmiş, halkların kardeşliğini ve bir arada ortak yaşamasını ifade eden demokratik ulus anlayışı kazanmıştır. Dolayısıyla bu tarihi başarı öncelikle Kürt halkıyla Türkiye halklarının demokratik ulus anlayışıyla geliştirdiği ortak mücadelenin başarısıdır. Kürt halkının, Türkiye halklarının, kadınların, sosyalist ve demokratik güçlerin, ekolojistlerin, inançlıların, Alevilerin, işçi ve emekçilerin, özcesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren herkesin ortak başarısıdır. Öte yandan elde edilen bu sonuçlar özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren demokratik güçlere dar tutumları tümüyle aşarak birlik ve ittifaklarını daha fazla geliştirme çağrısı da olmuştur.

KURDİSTAN'DA SEÇİMLER TÜMÜYLE ANTİ DEMOKRATİK BİR ORTAMDA GEÇMİŞTİR

Şüphesiz seçimler önceden de dile getirdiğimiz gibi demokratik bir ortamda geçmemiştir. Özellikle Kurdistan'da tümüyle anti demokratik bir ortamda geçmiştir. Kurdistan'da kelimenin tam anlamıyla seçimler sıkı yönetim altında yapılmıştır. Zaten Kurdistan dokuz yıldır sıkı yönetim altında sömürge müfettişlerince yönetilmektedir. Kayyumlar bunun sadece bir boyutudur. Kurdistan'da tümüyle askeri-faşist bir ortam söz konusudur. Seçimler işte bu ortamda gerçekleşmiş, baskı, tehdit, şantaj ve şiddet ortamında halk seçimlere gitmiştir. On binlerce asker, polis, sivil, memur vb. kılıklar altında insanlar Kurdistan'a getirilmiş ve onlara oy kullandırılmıştır. Bu uygulama AKP-MHP faşizminin nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, Kürt düşmanlığında ne kadar derinleştiğini ortaya koymaktadır. Bugüne kadar hiçbir faşist sistem böyle bir yönteme başvurmamıştır. İşte Kurdistan'da alınan tarihi başarı tüm bunlara rağmen olmuştur. Bu da açıkça ortaya koyuyor ki Kürt halkının aldığı sonuçlar resmiyette gösterilen sonuçların katbekat üstündedir. Kürt düşmanı faşist AKP-MHP'nin hiçbir Kürt kentinde, kasabasında, köyünde varlığı yoktur. Kurdistan'da başta Şırnak merkez ve ilçeleri, Hakkâri'nin ilçeleri, Kars, Bitlis, Bingöl olmak üzere AKP-MHP'nin hanesine yazılan bütün yerler gasp edilen yerlerdir. Kürt halkı kesinlikle bu durumu kabul etmez, gaspa razı edilemez.

KÜRT HALKININ ORTAYA KOYDUĞU İRADEYİ HERKES GÖRMELİ

31 Mart yerel seçimlerinde Kürt halkının tutumu, oynadığı rol ve aldığı tarihi başarı herkes tarafından doğru okunmalıdır, doğru anlaşılmalıdır. Faşist AKP-MHP iktidarı ırkçı, milliyetçi, dinci söylemlerle ve Kürt düşmanlığına dayalı politikalarla Türkiye'ye yapmadığı kötülük kalmamıştır. 22 yıllık iktidar döneminin özellikle son dokuz yılında Türkiye'yi getirdiği nokta tam bir felaket olmuş, Türkiye halkını büyük bir yoksulluğa sürüklemiştir. Türkiye ajanların, mafya ve çetelerin, vurgun ve talancıların yuvası haline getirilmiştir. Kürt halkı ve Kürt Özgürlük Hareketi yıllardır bu insanlık düşmanı faşist zihniyetle mücadele etmektedir. Bu mücadelenin son seçimlerde de görüldüğü gibi tarihi sonuçları olmuş, AKP-MHP soykırımcı sömürgeci politikalarını çökertmiş ve Türkiye'de ise bu faşist iktidarı büyük hüsrana uğratmıştır. Geldiğimiz aşama itibarıyla Kürt halkının mücadelesinin ne anlama geldiğinin daha iyi anlaşıldığına inanıyoruz. Şüphesiz Türkiye halkları ve demokratik sosyalist güçleri de AKP-MHP faşizmine karşı mücadelenin önemli bir parçası olmuştur. Artık gelinen noktada AKP-MHP iktidarıyla Türkiye daha fazla yönetilemez, yol yürünemez. AKP-MHP iktidarı Kürtlere karşı savaşı derinleştirmenin arayışı ve hazırlığı içerisindedir. Bunun, Türkiye'nin sürüklendiği olumsuz gidişatı daha fazla derinleştirmekten başka sonuç vermeyeceği çok açıktır. Türkiye'nin aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasetçileri bu durumu görmeli ve kabul etmemelidir. Türkiye'de ihtiyacı duyulan temel şey Kürtlerle savaşı derinleştirmek değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde Kürt sorunun demokratik siyasi çözümüdür. Kürt halkı Newroz'da ve seçimlerde tutumunu net bir şekilde ortaya koymuş, Önder Apo üzerindeki tecridin derhal kaldırılmasını, Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümünde muhatap alınmasını belirtmiştir. Herkes Kürt halkının bu tutumunu ve ortaya koyduğu iradeyi görmeli ve dikkate almalıdır.

Bölge devletleri ve uluslararası güçlere şu çağrıda bulunuyoruz. Hiç kimse AKP-MHP'nin Kürt soykırımını daha da derinleştiren, halkları birbirine düşüren ve bölgeyi daha fazla savaş ve çatışmaya sürükleyen planlarına destek vermemeli, yanında yer almamalıdır. Herkes Kürt halkının iradesini dikkate alarak hareket etmelidir.

Bir kez daha 31 Mart yerel seçimlerinde alınan tarihi başarıdan dolayı Bakurê Kurdistan halkını, Kürt analarını, Türkiye halklarını ve demokrasi güçlerini, kadınları ve gençleri kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.”